Sena Nur Karaoğlu’nun kişisel sergisi “Şems” İTO Yeni Cami Hünkâr Kasrı’nda

Sanatçı Sena Nur Karaoğlu’ndan gelenekten beslenen modern bir yorum-sergi:

Şems  “Doğuma ve Ölüme Bir Şahit”

İTO Yeni Cami Hünkâr Kasrı’nda şu güne kadar sayısız sergiye davet edilip bir kez bile gidemedim. Dün nihayetinde bu döngüyü kırabildim. Bunda sevgili Sena Nur Karaoğlu’nun hatırı var.

Murat, Yeşim; İlknur

Sergiye doğru yürürken Sena ile ilk tanıştığımız zamanlara gittim. Henüz üniversite öğrencisiyken tasarım ve yaratıcılığıyla benzersiz işler üretiyordu. Sevgili arkadaşlarım Murat ve İknur sayesinde tanıştığım Sena ile o günden bu yana her geçen gün şehir, mekan ve yılların değiştiği bir hikayemiz var. Dün de kendisinden harika bir haber aldım. Ama şimdi konumuz o değil.

Fotoğraf Dr M. Çağrı Gündoğdu

Sevgili Sena’nın “Doğum ve ölüm” gibi yaşamın temel döngülerine odaklandığı sergi; yolculuğa, döngüye ve içe dönmeye dair derin bir keşif yolculuğu aktarıyor.

“Şems” düğünlerin al renginin ölümün alıyla, ölümün al renginin ise düğünle bastırıldığı evrensel bir döngüyü yeniden ve yeniden yaşatıyor. Sergide bütün eserler birbirine bağlı bir biçimde bir hikâye anlatısı kurgulamakta ve insanın evrensel temalarında bir keşif yolculuğu sunmakta.

Sanatçı arşivinden

Temelini 1597’de Safiye Sultan’ın attığı ancak 60 yıl sonra Hatice Turhan Sultan’ın tamamladığı Yeni Cami Külliyesi; tarihi derinliği, yapımındaki zorluklar, sonucun güzelliği ve Mimar Sinan geleneğinden gelen son klasik Osmanlı eseri olmasıyla mimarlık ve sanat tarihimizin başyapıtlarından birisi (kaynak kitap İstanbul) olan İTO Yeni Cami Hünkâr Kasrı’nda  sergi tarih ve günümüz dünyası arasında modern sanatla bizi bir kez daha düşündürüyor.

İknur, Yeşim

Ziyaretçilerin kendi yaşam hikâyeleri ve döngülerinden de izler bulacakları “Şems” sergisi 29 Eylül’e kadar 10.00 – 19.00 saatleri arasında İTO Yeni Cami Hünkâr Kasrı’nda tüm sanatseverlerin ziyaretine açık.

YSM

Sanatçı arşivinden

Genç Bir Sanatçının Yolculuğu:

Sena Nur Karaoğlu

İstanbul’da doğan sanatçı, eğitim ve çalışma hayatının fırsat verdiği zaman dilimlerinde temel sanat arayışını sürdürmüştür. Okul yıllarında bir zevkin ürünü olarak doğan bu sanat arayışı sonraki yıllarda aldığı tarih eğitimi esnasında geleneksel ve çağdaş sanat ürünlerinde meyve vermeye başlamıştır. Öncelikle hat sanatına ilgi duyan sanatçı yazı ile ilgilenmiş ve ardından temel sanat eğitimini tamamlamıştır. Eserlerinde dönemsel bir ısrarcılıkla günlük sade temaların tuval üzerine kendi dünyasından yansımasını konu edinir. Basit olgular ve kelimeler üzerinden sanatı yansıtmakla birlikte kadim geleneğin getirdiği bilgi birikimini eserlerinde işlemeyi ihmal etmez. Doğu mistiğinin arayışını yeni bir dünya yorumuyla ortaya koymaya çalışır. İstanbul’da art direktörlük yapan sanatçının dijital sanat, kitap sanatları ve geleneksel İslâm sanatları konusundaki proje ve akademik çalışmaları devam etmektedir.

Yorum yok

Yorum Yazın